|
 |
|
BAŞLIKLAR |
|
|
|
|
|
 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Link
İsim: | Hakan OKTAŞLI | Zaman: | 08.10.2008, 17:07 (UTC) | Mesaj: | Sarıklılar peşmeğrgelerini de kattı pekkekeye o kadar kişi nerden. Askere karşı inanılmaz bir karalama kampanyası var her zamankinden daha çok. |
İsim: | Hakan OKTAŞLI | Zaman: | 08.10.2008, 17:06 (UTC) | Mesaj: | Yüce ATATÜRK güya saltanatı kaldırmıştı.Şimdi gerek sivil gerekse askeri bürokraside o kadar çok saltanat süren var ki.Bu kesimler biraz olsun saltanatlarından feragat etseler sorunların çoğu hallolur.Ama nerede bunu yapabilecek bürokrat? |
İsim: | Hakan OKTAŞLI | Zaman: | 08.10.2008, 17:00 (UTC) | Mesaj: | Çeyrek asırdır bölücü terörle boğuşuyoruz. Son olarak Şemdinli’deki sınır karakolumuzda, kalabalık bir terörist grup baskın düzenleyip 15 askerimizin şehit olmasına sebebiyet verdi. Başbakan yurt dışı seyahatini yarıda kesip yurda döndü. Cumhurbaşkanı, Fransa seyahatini iptal etti.
Dikkat ederseniz bu menfur saldırı, ‘Terör Zirve’sinin ve sınır ötesi harekâta bir yıl daha müsaade edecek ‘Tezkere’den hemen önce gerçekleştirildi! Ayrıca, DTP hakkında açılan kapatılma davasında Anayasa Mahkemesi’nin vereceği kararın hemen arifesinde vuku buluyor! Bizim kanaatimize göre; mevcut hükümet terörle mücadelede yeni bir konsept başlattı. Bu, gerekli olan askerî mücadelenin yanında bölgede ekonomik ve sosyal açıdan yapılması gerekenleri tatbik mevkiine koymaktır.
Önümüzdeki mart ayında ise, bütün Türkiye’de mahalli seçimler yapılacaktır... 2007 Temmuzundaki genel seçimlerin sonuçları ortada. AK Parti tüm bölgede çok büyük bir başarı elde etti. Anlaşılan o ki, bölücü örgüt, mahalli seçimlerde de aynı yenilgiyi almak istemiyor! Yandaşlarına ‘biz daha ölmedik!’ diyebilmek için; aylar boyu uğraşarak, planlayarak bu menfur saldırıyı gerçekleştirdi! Bölücü örgüt, aslında hiçbir demokratik açılım veya sosyal ve kültürel iyileştirmeden yana değildir. Bunların hiçbirisini istemiyor. Hatta DTP’nin kapatılmasını istiyor!
Kolu kanadı kırılarak, ümitlerini büsbütün yitirmekte olan bölücü örgüt, yandaşlarına moral vermek, yeni yandaşlar bulmak için son bir çırpınışta bulundu!
Yeni Yasama döneminde Meclisimizin önünde 100’e yakın; insan hak ve hürriyetleri ile ilgili ve AB müktesebatına uyum niteliğinde yasa var. Bunlar çıkıp yürürlüğe girdiğinde; yani bölgede sosyal, ekonomik ve kültürel iyileştirmeler gerçekleştirildiğinde, bölücü örgüt elindeki kozların tümünü birden kaybetmiş olacaktır.
İlk defa bir hükümet, terörün izalesi için meseleyi bütün yönleri ile ele alıp neticeye gidiyor. Bu durum, terör örgütünü çılgına döndürüyor!
AK Parti hükümetlerine gelinceye kadar, terörle mücadelede yalnızca askerî yöntemler kullanıldı. Bunun sonuç vermediğini ve vermeyeceğini yaşadık ve gördük. Artık bütün kesimler söz birliği edercesine, meselenin diğer boyutlarına da eğilmek gerektiği hususunda ittifak halindeler. Eskisi gibi, siviller ayrı askerler ayrı düşünmüyor! Artık, her iki tarafın şahinleri de aynı kanaati paylaşıyorlar. Bu mücadelede, bütün boyutların üzerine aynı kararlılıkla gitmekten başkaca çare yoktur!
|
İsim: | Hakan OKTAŞLI | Zaman: | 08.10.2008, 16:55 (UTC) | Mesaj: | Şerefsizler DİYARBAKIR GAFFAR OKKAN polis okulu servis aracını çapraz ateş sonucu dört polisimiz ve bir sivil vatandaşımızı kalleşçe görevi başında öldürmek suretiyle şehit ettiler....TÜRKİYE-IRAK sınırı güvenlik açısından yeterli değil...TÜRKİYE-IRAK sınırı istihbarat açısından yeterli değil...ne bekleniliyor...YETER ARTIK. |
İsim: | Hakan OKTAŞLI | Zaman: | 07.10.2008, 16:00 (UTC) | Mesaj: | PKK’lı teröristlerin Aktütün Jandarma Sınır Karakolu’na yönelik saldırının ardından etkisiz hale getirilen 23 teröristten 9’unun cesedine ulaşıldı. Cesetleri bulunan teröristlerden 4’ünün yabancı uyruklu olduğu tespit edildi.
Genelkurmay Başkanlığı, daha önce kayıp olduğu bildirilen şehit Uzman Jandarma II. Kad. Çvş. Nurullah Oymak ve şehit Uzman Jandarma II. Kad. Çvş. M. Bahattin Erturhan’ın dün bulunduğunu bildirdi.
|
İsim: | Hakan OKTAŞLI | Zaman: | 07.10.2008, 15:54 (UTC) | Mesaj: | Irak'ın kuzeyi kontrol altına alınmadığı sürece buradaki peşmergeleri destekleyen,besleyen ABD'ye siyasi irade ve kararlılık gösterilmediği sürece bu ve benzeri olaylar devam edecektir.YETERRR!!! |
İsim: | ÖZCAN | E-mail: | asiyim_39 hotmail.com | Zaman: | 06.10.2008, 19:42 (UTC) | Mesaj: | hakan KARDAŞ BU FAHŞET VERİCİ HAİN SALDIRI İÇİN NE SÖYLESEK AZDIR ;EVET SABRIMIZ TAŞTI HEP AYNI SÖZLERİ(palavraları) DUYMAKTAN HEPİMİZ BIKTIK BİR ÇÖZÜM BULACAKLARINADA İNANMIYORUM !ZATEN ÇÖZÜM BEKLEMEMDE YANLIŞ OLUR ONLAR BU ACIYI HİSSETMİYOR; HİSSETSELER KENDİ EVLATLARINA ÇÜRÜK RAPORU ALDIRMAZ ADAM GİBİ ASKERLİK YAPTIRIRLARDI;YAPANLARA HAKSIZLIK OLMAMASI İÇİN HEPSİ ETEK GİYSİN ,GİYSİNKİ FARK ORTAYA ÇIKSIN^^ÂSKERDEN KAÇANLARA İNAT ŞEHİTLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZZZZ^^MEKANLARI CENNET OLSUN. |
İsim: | ÖZCAN | E-mail: | asiyim_39 hotmail.com | Zaman: | 06.10.2008, 19:26 (UTC) | Mesaj: | teşekkür ederim arzu.beğendiğine sevindim görüşmek üzere |
İsim: | Hakan OKTAŞLI | Zaman: | 06.10.2008, 19:01 (UTC) | Mesaj: |
Hükümete gelince: Org. Başbuğ ile Genelkurmay iyi-kötü bir arayış içinde, ancak GAP Eylem Planı çıkışı dışında AKP’nin çok uzun bir süredir konuya elini bile sürmek istemediğini görüyoruz. Tabii bir de Başbakan Erdoğan’ın Diyarbakır (ve ek olarak Batman) belediye başkanlıklarını kazanma inadı var. AKP Lideri, her vesileyle dile getirdiği bu özleminin gerginlikleri daha da artırdığının farkında olmayabilir mi? Tabii daha çarpıcı bir başka soru: Diyarbakır, Batman ve hatta Tunceli’yi AKP kazanacak olursa Türkiye’nin Kürt sorunu sona mı erecek? Askerin Kürt sorunu konusuna siyasi olarak müdahil olmasından -haklı bir şekilde- rahatsız olanlar, aynı sertlikte, hükümeti de bu sorunu halı altına süpürdüğü için eleştirmeliler.
Dün “Aktütün, Dağlıca’dan daha kritik bir saldırı” demiş ve dört temel siyasi tespit yapmıştım. Bugün bunlara bir yenisini eklemek istiyorum: Dağlıca’dan sonra kara harekâtı beklentisi vardı. Bir kere Kuzey Irak’a girildi mi PKK’nın biteceğine inananlar veya inanmak isteyenler pek çoktu. Bugünse “Haydi Irak’a girelim” diyen pek yok. Diyenler de “Girelim ve uzun süre çıkmayalım” gibi hayli maceracı önerilerle geliyorlar. Demek istediğim “aynı lafları dinlemekten bıktık”, “artık yeter”, “sabrımız taştı” diye feryat edenlerin “Peki ne yapmak lazım?” sorusuna verebilecek ciddi cevapları yok. İşte Türkiye’nin esas sorunu bu tıkanıklıktan kayna |
İsim: | Hakan OKTAŞLI | Zaman: | 06.10.2008, 19:01 (UTC) | Mesaj: | Önce TSK’dan başlayalım. Org. İlker Başbuğ’un Genelkurmay Başkanı olmasıyla terörle mücadelede yepyeni bir döneme girdiğimizi düşünüyorum. Zira Org. Başbuğ bölgeyi ve sorunu çok iyi bilen, entelektüel yönü hayli kuvvetli ve gerçekçi bir komutan. Ayrıca “Esas olarak dağa çıkışları engellemek lazım” diyerek sorunu sadece bir güvenlik olayı olarak görmüyor ve işin içine mutlaka sivil toplumun da katılması gerektiğine inanıyor. Bu bakımdan onun Güneydoğu gezisi, oradaki temasları ve orada verdiği mesajlar çok dikkat çekiciydi.
Org. Başbuğ’un yeni açılımını çok önemseyen biri olarak birçok kez, onun yaklaşımının belkemiğini oluşturan “PKK kırılma noktasında” önermesini eleştirdim. Bu önermenin giderek tüm devlet kurumları tarafından benimsenmesinin doğurabileceği risklerin altını çizmeye çalıştım. 9 Eylül’de kaleme aldığım “PKK’nın direnç noktası” başlıklı yazımdan bir alıntı yapmak istiyorum:
“Yıllardır, bölge halkının bir kısmının ‘korktuğu’ için örgüte destek verdiğini söyler ve buna ciddi ciddi inanırız. Ancak bizim bu inanışımız, örgütün korkutucu gücünden mahrum olduğu zamanlarda bile belli bir toplumsal tabana sahip olabilmesinin nedenini açıklayamaz. (...) PKK hâlâ etkili olabiliyorsa, birilerinin ilan ettiği gibi 2008’de yok olacağına dair ortada pek bir işaret bulunmuyorsa, bunun temel nedeni, örgütün bu ülke topraklarında ve bu ülke vatandaşları arasında şu ya da bu şekilde kök salmış olmasıdır.”
Üç gün sonraysa, PKK’nın terör eylemlerini her alanda tırmandırma yolunda hazırlıklar yaptığının altını çizdiğim bir başka yazıda, 11 Eylül günü yoplanan terör zirvesinden çıkan kısa bildiriden, devletin PKK’nın “direnç noktası”nı tam kavramadığı veya kavramak istemediği sonucuna vardığımı belirtip “Dolayısıyla bu yaklaşımla geliştirilecek stratejilerin çözümü getirmesinin zor olduğu kanısındayım” demiştim.
Dün Genelkurmay’da düzenlenen basını bilgilendirme toplantısında, PKK’nın kırılma noktasında olduğu tekrarlanıp, örgütün bu saldırıyı yok olmadığını kanıtlamak için yaptığı ve amacına ulaşamadığı söylendi. Sözü fazla uzatmak istemiyorum: Bu açıklama beni tatmin etmedi. Genelkurmay’ın “kırılma noktası” önermesinde psikolojik nedenlerle ısrar ettiğine inanmak istiyorum. Veya bu tartışmadaa haksız çıkmayı diliyorum.
|
|
|
|
|
|
|
|